ŞİD’e biat ettiğini açıklayan Boko Haram örgütünün Damassak’tan çekilirken 500’e kadını kaçırdığı ve bunlardan 50’sini katlettiği belirtiliyor
HABER MERKEZİ (25.03.2015)- Gerçekleştirdiği katliamlarla ve saldırılarla gündeme gelen ve geçtiğimiz günlerde IŞİD’e biat ettiğini açıklayan “batılı eğitim haram” anlamına gelen Boko Haram örgütü 500 kadını kaçırdı.
Nijerya’nın Damassak bölgesinden Nijer ve Çad ordularının düzenlediği operasyonlar sebebiyle geri çekilen Boko Haram 500’e yakın kadını kaçırdı. Boko Haram’ın bu kadınlardan 50’si katlettiği kaydedilirken diğer kadınların akıbeti hakkında bir bilgiye ulaşılamadığı kaydediliyor. Kaçırılan kadınlar arasında kız çocukları da var.
Öte yandan Boko Haram’ın 3.5 ay kontrolünde tuttuğu Damassak’ta çok sayıda kişiyi katlettiği belirtiliyor.
Kaynak:halkingunlugu.net
İsviçre’nin Basel kantonunda Avrupa Demokratik Kadın Hareketi “Kadınlar Zirverleri Zaptediyor” şiarıyla etkinlik düzenledi
İSVİÇRE (17.03.2015) – İsviçre’nin Basel kantonunda 14 Mart Cumartesi günü Avrupa Demokratik Kadın Hareketi’nin, “Kadınlar Zirveleri Zaptediyor” şiarıyla düzenlediği etkinlik gerçekleştirildi. Avusturya İnnsbruck bölgesinden gelip gecede sahne alan Armağan Uludağ ve İstanbul YÇKM bünyesinde çalışmalarını yürüten Grup Alamor’da gecede yerlerini aldı.
Özgürleşmek İçin Örgütlü Mücadeleye!
ADKH’nin “Kadınlar Zirveleri Zaptediyor!” şiarıyla düzenlemiş olduğu etkinlik sunumunda “Fabrikalarda, iş cinayetlerinde katledilen, töre-namus kıskacında yaşam hakkı elinden alınan, savaşlarda meta gibi alınıp satılan, güncel olmasından kaynaklı özelde Ezidî kadınları genelde tüm insanlık olmak üzere soykırım yaşatılan, devlet terörü sonucu yaşamını yitiren ve son olarak da geçtiğimiz günlerde insanı insanlığından utandıracak biçimde vahşice katledilen Özgecan Aslan; devrim ve sosyalizm mücadelesinde yaşamını yitiren bütün militan kadınlar için hepinizi 1 dakikalık saygı duruşuna davet ediyoruz.” sözleriyle saygı duruşu yapılarak başladı. Kadın mücadelesini ve direnişini konu alan sinevizyon gösterimiyle devam eden etkinlik programında ADKH temsilcisi etkinliğe katılanları selamlayarak konuşmasına başladı. ADKH temsilcisi konuşmasında: “Kadının tüm ezilmiş ve katledilmiş tarihine bakıldığında kadının kendisini ezen, yok sayan sistemlere karşı yarattığı mücadelelere tanıklık ediyoruz. Kadınlar yaşadıklarının bir kader olmadığını görüp, itirazlarını ve öfkelerini örgütlü güce dönüştürdükçe kendi kurtuluş bayrağını ellerine alırlar. Bu bilinçle sokakları, barikatları ve dağları kendilerine mesken eylediler” vurgusunu yaparak özgürleşmek için örgütlenmenin önemini belirterek konuşmasını sonlandırdı. ADKH adına yapılan konuşmanın ardından, Tiyatro Lavinia’nın Grup Alamor’un eşliğinde gerçekleştirdiği şiir dinletisi ilgiyle izlendi. İsviçre Demokratik Haklar Federasyonu’nun ve Weil am Rhein Alevi Derneği adına geceye iletilen kurumların mesajları okundu.
Grup Alamor ezgileriyle Basel’de!
Avusturya İnnsbruck bölgesinden gelip gecede sahne alan Armağan Uludağ ve İstanbul YÇKM bünyesinde çalışmalarını yürüten Grup Alamor ezgileriyle geceye rengini verdi. ADKH’nin gecede açtığı stantta, Yüz Çiçek Açsın Kültür Merkezi’nin, “Yüz çiçek yan yana açsın, yüz fikir akımı bir biriyle yarışsın” perspektifiyle devrimci sanat ve kültür alanında ilk sayısıyla okuyucuyla buluşan “Sancı Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi” büyük bir ilgiyle karşılandı. ADKH’nin örgütlemiş olduğu gece, son olarak sahneye çıkan Grup Alamor’un ezgileriyle, halaylarla sonlandırıldı.
8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ ETKİNLİĞİ-HAMBURG
7 Mart günü Hamburg’da gerçekleştirilen 8 Mart yürüyüşünün ardından, Avrupa Demokratik Kadın Hareketi-Hamburg örgütlülüğü adına Kadın sömürüsüne karşı kadın mücadelesinin işlendiği bir etkinlik gerçekleştirildi. Etkinlik genelde Kadın Olmadan Devrim Olmaz! Devrim Olmadan Kadın Kurtulmaz! özelde ise Rosa’dan- Berna’ya Selam Olsun 8 Martlar’ı Yaratanlara! sloganıyla ele alındı. Kadınların maruz kaldığı sömürü ve şiddete karşı mücadelenin her geçen gün daha da güçlendirilerek devam ettirilmesi gerektiği yönünde konuşmalara, örgütlenerek ilerleyişinin ve özgürleşmesinin temsil edildiği tiyatral-dans gösterimi eşlik etti. Var olarak direnmiş ve var gücüyle direnen bütün kadınların anısına adları tek tek okunan Rosa Lüksemburg, Meral Yakar, Barbara Anna Kistler, Berna Ünsal, Chiang Ching, Sebahat Karatas, Sakine Cansız, Arin Mirkan, Sibel Bulut gibi, devrim ve kadın mücadelesine yaşamlarını armağan etmiş kadınlarımız anısına saygı duruşu yapıldı. Geceye 8 Mart’ın tarihi ve Sinevizyon gösterimiyle devam edildi. Ardından gücünü dağlardan alan Grup Dağlara Ezgi, birbirinden güzel ezgilerle etkinliğe katkı sunarken Özgecan anısına okunan bir yazı ve sinevizyon grup eşliğinde yapılan müzik ile duygulu anlar yaşanmasına vesile oldu. Kadın olmanın zorlukları ve mücadelenin yükseltilmesi gerekliliğine ilişkin konuşmaların yapıldığı etkinlikte Avrupa Demokratik Kadın Hareketi, Sosyalist Kadınlar Birliği, Yazar-Pedagog Gülsen Gülbeyaz konuşmalarıyla umut ve kararlılık bildiren mesajlar verdiler. Son olarak ise Mig-Zentrum’da çalışma yürüten Kadın tiyatro grubu Leman Stehn eşliğinde oynadıkları iki kişilik tiyatro ile büyük beğeni topladılar. Etkinliğin finaline kadın rengini katan ve 6 kadından oluşan ve İstanbul Yüz ÇiÇek Açsın Kültür Merkezi’nden katılan Grup Alamor kadın temalı türküler ve halaylarla geceye anlam ve enerji kattı. Katılım ve coşkunun dorukta sona erdiği gece katılımcılar tarafindan ilgiyle izlendi.
Avrupa Demokratik Kadın Hareketi’nden Duisburg’da Coşkulu 8 Mart Gecesi
ADKH’nın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinliklerinden biri de 8 Mart Pazar günü Duisburg’ta gerçekleştirildi.
‘’Kadınlar Zirveleri Zaptediyor’’ şiarı ile düzenlenen etkinlik Yeliz’in söylediği ezgiler ile başladı.Daha sonra Gülistan ve Amir’in farklı dillerden seslendirdikleri eserlerin ardından, Afrika’lı müzisyen Wiki kendi anadilinden şarkılar seslendirdi.
Etkinliği düzenleyen Avrupa Demokratik Kadın Hareketi adına katılımcıları selamlayan temsilci, konuşmasında ; Tarihten günümüze her toplumsal sistemde farklı biçimler alan ama öz olarak aynı kalan ‘’ kadının ezilmişliği, katledilmesi, mülk edinilmesi’’ anlayışının temelinde özel mülkiyet olgusunun yattığını belirterek, kadının uğradığı tüm haksızlıkları bir kader olarak görmemesini ve her alanda örgütlenerek mücadele etmesi gerektiğini vurguladı. Özellikle son üç asırdır yükselen kadın mücadelesinden ve son olarak Rojava deneyiminden öğrenilmesinin önemine değindi. Ayrıca kısa bir süre önce Kuzey Kürdistan’daki ezidi kamplarını ziyaret eden heyette bulunan Avrupa Demokratik Kadın Hareketi temsilcisi de izlenimlerini kitleye anlatarak, Kobanenin yeniden inşaası için destek çağrısında bulundu.
MLPD Kadın Örgütlülüğü ve MATİLDA kurumunun da birer konuşma yaptığı etkinlik , İstanbul Yüz Çiçek Açsın Kültür Merkezi bünyesinde sanat çalışmalarını yürüten kadın gurubu GRUP ALAMOR’ un kitleyi coşturan sahne performansıyla sona erdi.
8 Mart Dünya Emekçiler Kadınlar Günü dolayısıyla İstanbul Feminist Kolektif öncülüğünde Taksim’de bir araya gelen binlerce kadın, erkek-devlet şiddetine karşı mor isyan dedi.
8 Mart Dünya Emekçiler Kadınlar Günü dolayısıyla İstanbul Feminist Kolektif öncülüğünde Taksim’de bir araya gelen binlerce kadın, erkek-devlet şiddetine karşı mor isyan dedi. Fransız Konsolosluğu’ndan Tünel’e yürüyen kadınlar, AKP ve Tayyip Erdoğan’a hep bir ağızdan, “hayatımdan elini çek” mesajını verdi.
İstanbul Feminist Kolektif çağrıyla Taksim’de 13 Feminist Gece yürüyüşünü gerçekleştiren binlerce kadın, her gün 3 kadın katleden erkek ve devlet şiddetini protesto etti. Kadınlar Fransız Konsolosluğu’ndan Tünel Meydanı’na kadar yürüdü. İstiklal Caddesi mora boyayan binlerce kadınlar, AKP’nin kadın düşmanı politikasına , “Hayatımdan elini çek” diyerek karşılık verdi.
LGBTİ örgütlerinin destek verdiği yürüyüşte, “Hayatımıza sahip çıkıyoruz” pankartı açan kadınlar, direniş ritimleri eşliğinde, “Tayyip kaç kaç kaç kadınlar geliyor”, “Gelsin baba, gelsin koca, gelsin devlet, gelsin cop inadına isyan, inadına isyan, inadına özgürlük”, “Kadın cinayetleri politiktir”, “Jin jiyan azadî”, “AKP elini bedenimden çek”, “Gözaltında tacize, tecavüze son”, “Feminist düşmanı Tayyip Erdoğan”, “Silkele silkele erkekleri silkele”, “Hayatımı senin mi sandın, sokakları senin mi sandın, AKP elini hayatımdan çek”, “Erkek adaleti değil gerçek adalet” , “Bijî berxwedana Kobanê” sloganlar attı.
Tünel’de Feminist Kolektif adına açıklamanın Türkçesini Begüm Acar, Kürtçesini Feride Eralp okudu. Kadın cinayetlerinin katliam düzeyine vardığı Türkiye’de yine zor bir yıllın geçirildiğini hatırlatan Acar ile Eralp, “Eşit değilsiniz, fıtrata aykırı, kahkaha atmayın, aman sakın kürtaj olmayın diye diye öldürttüler. Besledikleri erkek egemenliği Özgecan’ı aramızdan aldı. Her gün tüm kadınların hayatını tehdit ediyor” dediler.
Kadın düşmanlığı hükümetin “aile paketi”nde, toplu taşımada, değerler eğitiminde, mecliste, evde, sokakta hayatının her alanında kadınlara saldırdığını vurgulandığı Acar ile Eralp, AKP hükümetinin bir yandan istihdam politikalarıyla, “kadınlar erkeklere emanettir” söylemleriyle kadınları evliliğe, aileye mahkum etmeye çalışırken, diğer bir yandan da boşanmaya da engel olduğunu hatırlattı.
Kadın cinayetleri davalarında haksız, tahrik, yani erkeklik indirimi uygulayan erkek yargının, kadınların örgütlü mücadelesinden korkmaya başladığını altının çizen Acar ile Eralp, hayatta kalabilmek için kendilerine şiddet uygulayan erkekleri öldürmesinin meşru müdafaa olduğunu da kaydetti.
Tüm bu olumsuzluklar içinde Kobanê’de direnişe damga vuran kadınların, tüm kadınların mücadele azmini arttırdığını vurgulayan Acar ile Eralp, “Sadece DAİŞ’i değil, Ortadoğu’da kadınları ezen erkek egemenliğine karşı, Ortadoğu’nun tüm kadınları için savaşan YPJ, sınırın öte yanındaki bizleri güçlendirdi, kendi gücümüzü hatırlattı” dedi. Feministlere ekranlardan sataşan cumhurbaşkanı Erdoğan’a da tepki gösteren Acar ile Eralp, “Feminizm, öncellikle kadınların kendi hayatlarına sahip çıkmalarını öngörüyor. Feministler ve kadınlar için direnişten ve mücadeleden geri dönüş yok” diye konuştular.
Kitlesel eylem atılan “Jin jiyan azadî” sloganları ve “Keçe Kurdan” şarkısıyla atılan halaylarla sona erdi.
İstanbul – Anf
İspanya’da bir mahkeme, seks işçilerinin diğer işçilerle eşit tutulması gerektiğine ve işsizlik maaşı gibi devlet yardımlarından faydalanabileceklerine hükmetti.
Times gazetesinde yer alan habere göre, Barcelona’da görülen davaya bakan hakim Juan Augustin Maragall, seks işçilerine işverenlerinin sözleşme vermesi gerektiğini, ayrıca işverenlerin sosyal güvenlik katkı paylarını ödemekle yükümlü olduklarını belirtti.
Kararın benzer davalara emsal teşkil edeceği kaydedildi.
Davaya konu Xcenter adlı mekanın masaj salonu olarak çalıştırıldığı fakat polis tarafından basıldığında seks hizmeti verdiği ortaya çıkmıştı.
Davada iş hukuku ihlali bulunduğunu vurgulayan hakim, ayrıca kadınların haklarının da işyeri yönetimi tarafından ihlal edildiğini belirtti.
Hakim, şirkette çalıştırılan üç seks işçisinin sosyal güvenlik katkı paylarının çalışmaya başladıkları 2012 tarihinden bugüne kadar ödenmesine hükmetti.
Karar nedeniyle seks işçisi çalıştırılan tüm mekanların, işçilere sözleşme imzalatması ve sosyal güvenlik katkı payını ödemesi gerekecek.
‘Ekonomik krizde seks işçisi sayısı arttı’
Seks işçiliğinin İspanya’daki hukuki statüsü ise net değil.
Seks işçiliği yasadışı olmamakla birlikte, seks işçisi çalıştırmak yasalara aykırı ve dört yıla kadar hapisle yargılanabiliyor.
Times gazetesine konuşan Seks İşçileri Derneği’nden Conxha Borrell, kararı memnuniyetle karşıladıklarını söyledi.
Borrell, “Biz de hizmet sektöründe çalışıyoruz. Neden diğer işçiler gibi haklarımız olmasın?” dedi.
2007’de yayımlanan bir raporda, İspanya’da yaklaşık 400 bin seks işçisinin çalıştığı belirtilmişti
Ancak konuyla ilgili örgütler, ekonomik kriz sürecinde bu sayısının hızla yükseldiğini öne sürüyorlar.
Seks işçiliğindeki artışı önlemek için 2012 yılında Barcelona’da seks satın alanların da cezalandırılması gündeme gelmiş, sokakta pazarlık etmeye 300 euro, parayla cinsel ilişkiye girmeye 750 euro, bir okulun 200 metre yakınında parayla cinsel ilişkiye girmeye 1,500 euro ve kamusal alanda cinsel ilişkiye girmeye 3,000 euro para cezası getirilmişti.
Kaynak:T24
Avrupa Demokratik Kadın Hareketi’nin (ADKH) bileşeni olduğu Kadın Platformu Türkiye / Kuzey Kürdistanlı ve yerli kurumlarla ortak etkinliklerle 8 Mart’ı kutladı
AVUSTURYA (10.03.2015) – 8 Mart başta Viyana, Ternitz, Linz, İnnsbruck olmak üzere birçok alanda coşkuyla kutlandı. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne iliksin Viyana, Ternitz, Linz ve İnnsbruck´da panelle, gece etkinlikleri ve yürüyüşler düzenlendi.
Ortak hazırlanan sunumlarda kadının tarihçesi sinevizyonlarla sunuldu. Kadın temsilcileri, kadına yönelik şiddete ve bugün gelinen noktaya, kadın cinayetlerinin politik olduğuna, kadının tarihçesine, Kürt kadınının özgürlük ve demokrasi mücadelesindeki rolüne ve özellikle son dönemlerde artan kadın cinayetlerine dikkat çekti. Sunumlarda ayrıca kadın sorunun toplumsal ve tarihsel bir sorun olduğu da dile getirildi.
Yerli ve göçmen kurumların katılımıyla gerçeklesen yürüyüşlerde “Yasasın 8 Mart”, “jin, jin, azadi!”, “Eşit ise eşit ücret” sloganları atılırken yürüyüşler sonrasında kurumlar adına konuşmalar gerçekleştirildi ve 8 Mart etkinlikleri tamamlanmış oldu.
Kaynak:halkingunlugu.net
Almanya’nın Köln şehrinde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü coşkuyla kutlandı
ALMANYA (10.03.2015) – 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle Avrupa Demokratik Kadın Hareketi (ADKH)‘nin de bileşeni olduğu ‘Kämpferisches Frauenbündnis‘ (Mücadeleci Kadın Birliği) Köln Mühlheim Wiener Platz‘da toplandı.
Kobanê‘de şehit düşen kadınlar şahsında ve tüm devrim şehitleri adına bir dakikalık saygı duruşu ile mitinge başlanıldı. Ortak çağrının okunduğu ve kurumlar adına mesajların yer aldığı miting kadınların hazırlamış olduğu kültürel gösterilerden sonra yürüyüşe gecinildi.
Renkliliğin ve coşkunun hakim olduğu yürüyüş atılan sloganlar ve kitleye yönelik ajitasyonla sonlandı.
Yürüyüş kolu tekrar Wiener Platz‘a gelerek mesajlar ve kültürel programlarla devam etti. Halaylar ile sonlandırılan mitinge katılan kurumlar ise: ADKH, Courage, IGM-Vertrauensfrau Ford, MLPD, Rebell, Rote Aktion Köln, SKB, TJKE, Viyan Kadın Meclisi, Yaşamevi Kadın Komisyonu ve Yeni Kadın.
Kaynak:halkingunlugu.net
Antalya’da DKH 7 Mart’ta ‘kadın ve şiddet’ konulu bir panel düzenledi. 8 Mart’ta ise kadınlar alanları zapt etti
ANTALYA (09.03.1015) – Antalya’da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında Demokratik Kadın Hareketi (DKH) Sibel Özbudun ve İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği üyesi Kıvılcım Arat’ın katıldığı panel ve 8 Mart’ta ise yürüyüş gerçekleştirdi.
7 Mart Cumartesi günü yapılan panelin konusu kadın ve şiddet üzerinden belirlenirken özellikle son dönemlerde artan kadın ölümlerine dikkat çekildi. Panele, 8 Mart 1857 yılında kavgadan da ölümden de korkmayan129 dokuma işçisi kadını, DKH’nin fikirsel öncülüğünü yaparak kadın devrim doğurur diyerek 16 yoldaşıyla beraber devlet tarafından öldürülen Berna Ünsal’ı ve yaşamlarını kadının kurtuluşuna adayan tüm kadınların anılmasıyla başlandı.
Sibel Özbudun’un son dönemlerde kadına yönelik şiddetin artmasının nedenini, devlet ve temsilcilerinin kadına yönelik yaptığı açıklamaları istatiksel verilerle açıklayarak kadın ölümlerini meşru gösterilmeye çalışıldığını ifade etti. LGBTİ üyesi Kıvılcım Arat ise cinsel yönelimlerinden dolayı şiddetle çok sık karşı karşıya kalan bireylerin yaşadığı sorunları dile getirdi.
Demokratik Kadın Hareketi saflarında mücadeleyi yükseltme çağrısı yapılarak panel sonlandırıldı.
‘8 Mart Kızıldır Kızıl Kalacak’
8 Mart’ta ise saat 15.00’de Aydın Kanza parkında bir araya gelen kitle Cumhuriyet Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti.
Demokratik Kadın Hareketi de yürüyüşte yerini alarak ”8 Mart Kızıldır Kızıl Kalacak” pankartını açtı. Yürüyüş sırasında sık sık,”Cinsel ulusal sınıfsal sömürüye hayır”,”Kadın cinayetleri politiktir”,”Kadın erkek el ele sosyalist devrime”, ”Kadın tutsaklar onurumuzdur”,”Jin jiyan azadi”, ”Meral’den Berna’ya sürüyor sürecek mücadelemiz” sloganları atıldı.
Cumhuriyet meydanına gelindiğinde ise yapılan etkinliklerin ardından eylem son buldu.
Dersim’de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde ‘Kobanê zaferimiz Özgecan isyanımızdır!’ şiarıyla alanlara aktılar
DERSİM (09.03.2015) – Dersim Kadın Platformun çağrısıyla eski hastane önünde bir araya gelen, aralarında Demokratik Kadın Hareketi (DKH)’nin de olduğu kitle Seyit Rıza meydanına doğru yürüyüş gerçekleştirdi.
Kitle saat 12.00’de Mogoltay Mahallesi’nden, Seyit Rıza Parkı’na doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş boyunca “8 Mart kızıldır kızıl kalacak”, ” Jin jiyan azadi”, “Kadınlar saflara hesap sormaya” sloganları atıldı. Seyit Rıza meydanına gelindiğinde 1 dakikalık saygı duruşunun ardından 8 Mart programına geçildi.
Müzik dinletisi ve konuşmalarla başlayan kutlama etkinliğinde konuşan Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana, konuşmasında; Dersim’de kadın ve erkeğin yan yana durduğunu belirterek, “Eğer kadınla erkeğin yan yana kol kola, ortak bir akılla yaşamı nasıl kuracağını öğrenmek istiyorlarsa Dersim bunun için bir akademidir. Buyursunlar Dersim’in yaşam felsefesine baksınlar, 400 tane vekil istiyorum diyor. Arkasından bu sistem yamalı bohçaya dönüştü diyor. Biz 2000’lerden itibaren söyledik bir türlü dinleyen olmadı. Anlamaları, duymaları da sevindirici bir olay. Bu dar, tekçi, sadece siyah ve beyaz bakan, toplumun renkliliklerini görmeyen, ders almayan bu sistemin artık miadı çoktan geçmiştir. Diyorlar ki başkanlık sistemini istiyor musunuz? Benim için kimin başkan olduğu önemli değil. Bizim için bu halkın bütün değerleri için, farklılıkları için o sistemin içeriği önemli. Bireyle uğraşırsak mevcut sistemin yaptıklarını unutmuş olacağız. Bizim sorunumuz bireylerle değil bizim sorunumuz bizzat bu sistemin kendisiyledir. Alevi diye vurdu yüzyıllar, Müslüman diye vurdu, Kürt’tür diye vurdu, soldur- sağdır diye vurdu. Bir tek kendini vurmadı. Şimdi artık kendi kendini vurma vakti geldi. Çünkü etrafı kuşatıldı. Baksın çevresine ne olup bittiğini daha rahat görecektir” dedi. Eylem müzik dinletileri ile son buldu.
Adana’nın Şakirpaşa semtinde kadınlar cinsel,ulusal,sınıfsal sömürüye karşı alanlara çıktı
ADANA (09.03.2015) – Adana’nın Şakirpaşa semtinde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Kapalı Semt Pazarında bir araya gelen kadınlar “Cinsel, ulusal, sınıfsal sömürüye karşı örgütlü mücadeleye” şiarıyla sokağa çıktı.
Kapalı Semt Pazarında bir araya gelen kitle kadına şiddete, tecavüze, tacize, baskıya ve sömürüye son diyerek yürüyüş gerçekleştirdi.
Yürüyüşün ardından Demokratik Kadın Hareketinin hazırladığı sinevizyon gösterisi izlendi. Halaylarla son bulan etkinlik ” Jin jiyan azadi”, “Önderimiz İbrahim Kaypakkaya”, “Özgecanin hesabı sorulacak” ,”Kadınlar sokağa hesap sormaya ” sloganlarıyla son buldu. Eyleme HDP destek verdi.
Bursa’da Gemlik Kadın Platformu’nun çarısıyla bir araya gelen kadınlar 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nğ çoşkuyla selamladı
BURSA(23.02.2015)- Gemlik Kadın Platformu’nun çağrısıyla toplanan kitle 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için yürüyüş gerçekleştirdi.
Gemlik Dereboyu Taşköprü üzerinde “Şan Olsun 8 Martı Tarihe Yazanlara” pankartının arkasında bir araya gelen kitle İskele Meydanı’na yürüdü. Yürüyüş sırasında sık sık “8 Mart kızıldır kızıl kalacak” , “Jin jiyan azadi” , “Kadın yaşam özgürlük” sloganları atıldı.
Yürüyüşün ardından yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Bir 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü daha geldi..! Bir yandan sömürülerine, vurgunlarına acımasızca devam eden ve ‘Dünya Kadınlar Günü” diyerek, 8 Mart’ın özünü, içini boşaltmakta böylece amacından saptırmak isteyen emperyalistler; diğer yandan ise müslümanlık diyerek acımasızca kadını kullanan ortaçağcı şeriat özlemcileri..
Öyleyse 8 Mart nedir?
8 Mart New Yorklu 40 bin dokuma işçisi kadının 1857’de 18 saate varan çalışma süresine ve ağır çalışma koşullarına başkaldırı günüdür.
8 Mart 1857’de tekstil işçisi kadınların eşit işe, eşit ücret ve sendikalaşma ile oy hakkı için yükselttikleri direniş bayrağının kanla bastırılmasının yıl dönümüdür.
8 Mart 129 dokuma işçisinin katledildiği gündür.
Kadın aile içi şiddete maruz kalıyor. Şiddete hayır dediğimizde ise karşımıza ailenin kutsallığı çıkıyor. Ailenin kutsallığı ailenin erkeği ya da diğer “erk”ler tarafından gelen tacizi, tecavüzü, dayağı, baskıyı görünmez kılıyor.
Unutmayalım ki..!
Örgütlü hareket etmediğimiz sürece bu sömürü ve ezilmişliğimiz devam eder. Kadının kurtuluşu kapatalist düzende en çok sömürülen ve ezilen işçi sınıfının kurtuluşundan farklı bir yol izlemeyecektir. Emekçi kadınlar, sınıfdaşlarıyla birlikte mücadele ederek kurtulacaklardır.”
Ardından pandomin gösterisi ve müzik dinletisi ile halaylar eşliğinde eylem sona erdi.
Karabük’te devrimci, demokrat ve yurtsever öğrenciler tüm baskılara rağmen 8 Mart’ı alanlarda karşıladı
KARABÜK (09.03.2015) – Karabük’te aralarında DGH’lilerin de yer aldığı devrimci, demokrat, yurtsever öğrenciler faşist baskı ve polis engeline rağmen Safranbolu Misak-ı Milli Meydanında coşkulu bir etkinlik gerçekleştirdi. Etkinlikte ”Jin Jiyan Azadi”, “Kadın, Yaşam, Özgürlük” sloganları atıldı. Etkinlik kapsamında meydanda ki halk ile 8 Mart ve kadın üzerine sohbetler edildi. Meydana asılan pankarta kadınların dilek ve taleplerini yazmaları için yer açıldı. Halaylar ve zılgıtlarla süren etkinlik 8 Mart’ı yaratanlar ve kadın cinayetleriyle katledilen kadınların isimlerinin sayılarak ‘yaşıyor’ sloganlarının atılması ardından sonlandırıldı.
DGH Faaliyetçisi Darp Edilmeye Çalışıldı
Alanda gerçekleşen etkinlik sırasında farklı 4 kameradan çekim yapan kişilere giden DGH faaliyetçileri çekim yapmalarının tacize girdiğini belirterek kameralarını kapatmalarını söyledi. Bunun üzerine polis olduğunu belirten şahıslara kimlik soran DGH faaliyetçilerine tehditlerde bulunuldu. DGH’lileri alan dışına çekmeye çalışan şahıslar ısrarla polis kimliklerini göstermeyince; polis olsa dahi çekim yapması için izin gerektiği belirtildi. Polislerin gerek kimlik göstermeyerek, gerek bahsedilen anayasal haklara yönelik ‘git şikâyet et’ tarzında ki umursamaz tavırları halen geçmekte olan “İç Güvenlik Yasası”’nın ne denli bir devlet faşizmi getireceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Kimlik gösterilmemesine tanık olan meydandaki halk polislere tepki gösterdi. Bunun üzerine 8 kişilik sivil polis tarafından çevrelenen bir DGH faaliyetçisi darp edilmeye çalışıldı. DGH faaliyetçisinin kararlı duruşu ile tepkisine devam etmesi üzerine polisler etkinlik alanından uzaklaştılar.
Karabük’te DGH’den Gümüş Mahallesine 8 Mart Ziyareti
DGH’liler 8 Mart nezdinde Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı Gümüş Mahallesine ziyarette bulundu. Çoğunluğu mevsimlik işçi olarak çalışan ve kimliklerinden dolayı ötekileştirilmeye çalışılan mahalle halkı DGH’lileri coşku ve sevgiyle karşıladı. Mahalleli kadınlarla 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü üzerine sohbet gerçekleştirildi. Sohbetin konusu son dönemde erkek egemen zihniyetin katlettiği Özgecan Aslan ve Kürt kimliği nedeniyle ülkücü-faşist arkadaşları tarafından işkence yapılarak katledilen Ramazan Fırat oldu. Daha sonra yaşam koşulları üzerine yoğunlaşan sohbette mahalle halkı kentsel dönüşüme karşı olan şikâyetlerini dile getirdi. Çoğu güvencesiz şartlarda geçici işlerde çalışmak zorunda bırakıldığını belirten mahalleli devletin yol, okul ve hastane gibi ihtiyaçlarını bile karşılamadığına dikkat çekerek, sadece seçim zamanında hatırlandıklarını belirtti. Ve gerek iş şartlarında gerek devlet nezdinde insan yaşamının değersiz olduğunu her gün tecrübe ettiklerini ifade ettiler.
Eskişehirli kadınlar 8 Mart’ta erkek devleti, yargıyı yıkmak için alanlara çıktı
ESKİŞEHİR (09.03.2015) – Eskişehirli kadınlar 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde aralarında Demokratik Kadın Hareketi(DKH)’ninde bulunduğu Eskişehir Demokratik Kadın Platformu’nun çağrısıyla “Erkek Devletin, Yargının, Katillerin Peşinde Kadınlar Direnişte Yaşamak İçin Yıkacağız” pankartıyla Espark Avm önünde toplanarak Hamamyolu Saat Kulesi’ne yürüyüş gerçekleştirildi.
Eskişehirli kadınlar yürüyüş sırasında eril devletin eril yaşamın karşısında olacaklarını mücadele edeceklerini ajitasyonlarla sloganlarla dile getirerek Eskişehirli kadınları isyana direnişe boyun eğmemeye çağırdı. Demokratik kitle örgütleri; tacize, tecavüze erk egemen devlet sistemine ve şiddetine karşı alanları doldurarak yürüyüş gerçekleştirildi. LGBTTİ’lerin güvencesiz çalıştırılan sendikasız çalıştırılan her gün şiddete tacize uğrayan kadınların cinsel ulusal sınıfsal sömürüye karşı direnip örgütlü mücadelenin gerekliliği vurgulandı. Kobanê direnişini zafere ulaştıran kadınların gücüyle bilinciyle direnişi ve Kobanê’yi selamladılar.
Yürüyüş sırasında Demokratik Kadın Hareketi’nin ajitasyon ve sloganları ile mücadeleye Demokratik Kadın Hareketi’nde örgütlenmek için çağrı yapıtı.”Kendi Savaşımın Savaşçısıyım”, “Katil Devlet Hesap verecek”, “Kadın Cinayetleri Politiktir”, “8 Mart Kızıldır Kızıl Kalacak” sloganlarıyla alana girildi. Hamamyolu Saat Kulesi’nin önüne gelen kadınlar ajitasyon slogan ve halaylarla eylemi sonlandırdı.
Kaynak: halkingunlugu.net
Ankaralı kadınlar Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde ‘Yasta değil isyandayız’ şiarıyla alanları kuşattı!
ANKARA (08.03.2015) – Ankaralı kadınlar 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Demokratik Kadın Hareketi’nin de içerisinde bulunduğu, Ankara Kadın Platformu öncülüğünde “Yasta Değil İsyandayız” pankartı arkasında Kurtuluş İtfaiyesi önünde bir araya gelip Çankaya Belediyesi önüne bir yürüyüş gerçekleştirdi.
Ankara Kadın Platformunun çağrısıyla bir araya gelen binlerce Ankaralı kadın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Kurtuluş İtfiayesi önünden başlayan yürüyüşle; kadın cinayetlerine, tacize, tecavüze, görünmeyen emeklerine ve şiddete karşı Çankaya Belediyesi önüne geldi. Demokratik kitle örgütlerinin, LGBTTİ’lerin, sendikalı kadınların ve köy derneklerinin katıldığı eylemde katledilen kadınların fotoğrafları taşındı. İç güvenlik paketine karşıda yüzlerini de kapatan kadınlar tüm kadınları sokağa çağırdı. Çankaya Belediyesi önünde kurulan platformda sık sık kadın cinayetlerinin politik olduğunu ve erk adalet istemediklerini belirtiler. Yapılan eyleme Ankar’ da 2010 yılında katledilen Sevgi Aslanı’ın yakınları da destek verdi.
Belediye önünde yapılan basın açıklamasında; ‘Biz kadınlar yüzyıllardır ucuz iş gücü, ücretsiz emek olarak çalıştırılıyoruz, şimdide “ailenin ve dinamik nüfusun korunması programı” adı altında olan esnek ve güvencesiz çalışmayı doğum/annelik bahanesiyle kadın emekçilerinden başlayarak sınıfın geneline yaygınlaştırmayı hedefliyorlar. Bizler ne erkeklerin ne sermayenin ne ücretli ne ücretsiz kölesi olmayacağız!’ denilen basın açıklamasında daha sonra, savaş ve beraberinde getirdiği tüm şiddet biçimlerinin ilk önce kadınların hedef alındığı belirtildi. Son olarak açıklamada, ‘dünyada savaşını sürdüren ve Kobanê’de zaferi taçlandıran kadılardan aldığımız güçle bizler bu topraklarda ve yeryüzünde barış oluncaya kadar mücadele etmeye devam edeceğiz’ denildi.
Eylem anında Kızılay Meydanı’na yürümek isteyen bir grup kadının önü polis tarafından kesindi. Kadınların yürüyüşüne izin vermeyen polis ile kadınlar arasında kısa süreli gerginlik yaşandı.
Kaynak: halkingunlugu.ne
İstanbul Kadıköy’de 8 Mart Kadın Platformu imzasıyla toplanan binlerce kadın erkek devletine, şiddetine ve savaşlarına karşı ‘İsyanı büyütüyoruz’ şiarıyla alanları doldurdu
İSTANBUL (08.03.2015)- Kadıköy Numune Hastanesi önünde saat 12.00’de toplanan binlerce kadın; pankartlar, flamalar ve dövizler eşliğinde yürüyüşe geçti. Platform içerisinde yer alan Demokratik Kadın Hareketi (DKH) de kadının rengini slogan ve dövizleriyle alanlara taşıdı. ‘Kadınım Kendi Savaşımın Savaşçısıyım’ yazılı pankart arkasında toplanan DKH eylem boyunca ‘Kadın katliamları politiktir’, ‘Kadınlar sokağa özgürleşmeye’, ‘Bedenimiz emeğimiz kimliğimiz bizimdir’, ‘Jin jiyan azadi’, ‘Kadınlara özgürlük sosyalist halk savaşıyla gelecek’, ‘Eşit işe eşit ücret’ sloganları attı. ‘Kadın ve trans katliamları politiktir’, ‘Devletin istihdam paketi katliamdır’, ‘T.C.avüzcü devlet yıkacağız elbet’, ‘Kürtaj haktır karar kadınların’ dövizleri taşıyan DKH, Berna Saygılı, Meral Yakar, Barbara Anna Kistler, Arin Mirxan gibi devrim mücadelesinde şehit düşmüş kadınların fotoğraflarını taşıdı.
Yürüyüş boyunca çekilen ajitasyonlarda şu ifadelere yer verildi: “Erkek egemen zihniyetin tüm saldırılarına, ötekileştirmelerine ve baskılarına rağmen ‘Buradayız’ çığlığını sizlerle beraber yükselteceğiz. Sizlerle yükselecek her ses gücümüze güç katacaktır. Bu ses Kobané’de, Şengal’de, Rojava’da direnen, bedenleri hapsedilse de düşünceleri özgürce akan tutsak edilen kadınlarımıza ulaşacaktır”
‘Kadınların katili sermaye devleti’
Sermayedarların, IŞİD çetelerinin ve sermaye odaklı her saldırının karşısında kadın olmanın öz iradesiyle duracaklarını belirten DKH’lılar katliam ve talanlara sessiz kalmanın suça ortak olmak olduğu ifade etti.
Yürüyüşte DKH’lı kadınların yanı sıra Feministler, Anarşist Kadınlar, İmece Kadın Sendikası, Kongreya Jinen Azad (Özgür Kadın Kongresi/KJA), Sosyalist Kadın Meclisleri, Özgür Genç Kadınlar ve Yeni Demokrat Kadın kortejleri yer aldı. Kadın örgütlerinin ardından ÖDP, EMEP ve SDP’li kadınların pankartları taşınırken, yürüyüşe İstanbul Tabip Odası, DİSK ve KESK üyesi kadınlar da katıldı.
Kadınlar eşit yaşımı talep etti
Kadıköy Rıhtım’da son bulan yürüyüşün ardından 8 Mart Kadın Platformu’nun ortak programı başladı. Devrim ve komünizm şehitleri adına durulan saygı duruşunun ardından ortak basın metni Türkçe ve Kürtçe dillerinde okundu. Okunan açıklamada “Bizler bu şiddetin canilik veya ruh hastalığı değil, erkek egemen sistemin gündelik ve sürekli bir sonucu olduğunu biliyoruz.” Denilerek talepler şu şekilde sıralandı: “8 Mart ücretli tatil ilan edilsin, acilen ‘kadın bakanlığı’ kurulsun, erkek şiddetini araştırmak için kurulan komisyon daimi hale getirilsin ve alanda çalışan kadın örgütlerinin izlemesine açık olarak çalışsın, hükümet yandaş örgütlerle değil, kadın örgütlerini tanıyarak, bu örgütlerle toplumsal cinsiyet eşitsizliğini giderici politikalar ve uygulamalara derhal başlasın, kadın ve erkek eşittir. Yaşamın her alanında eşit temsiliyet tanınsın, kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve kadın cinayeti davalarında, erkeklere uygulanan tahrik ve iyi hal indirimi kaldırılsın, erkekleri kollayan erkek-yargı işbirliğine son verilsin, boşanan kadınlara ev, maaş ve can güvenliği sağlansın, güvencesiz, esnek ve kayıt dışı çalışmaya son verilsin, ev emekçi kadınlara sosyal güvence ve emeklilik hakkı tanınsın, eşit, parasız, bilimsel anadilde ve laik eğitim hakkı tanınsın.”
Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Önlem Grubu adına açıklamayı okuyan Sultan Çit ise “Erkek şiddetine karşı yalnız da çaresiz de değiliz” diyerek, “AKP’nin yaşamlarımıza müdahalesine, hayatlarımızı yeniden biçimlendirmesine izin vermeyeceğiz” diye konuştu.
HDP’li Grup Başkan vekili Pervin Buldan ise kadınların yalnızca 8 Mart’ta değil 365 gün alanlarda olması gerektiğini vurguladı. “Kadınlar şiddete, baskıya, yaşamın her alanında yok sayıldı, hep ikinci sınıf vatandaş olarak görüldü” diyen Buldan, ama her şeye rağmen kadınların diz çökmediğini, dimdik ayakta durduğunu hatırlattı. Hükümete, “Kadınları yok sayarak, baskı ve şiddet uygulayarak bu ülkeye özgürlük getiremezsiniz” diye seslenen Buldan, “Eğer bu coğrafyaya eşitliği, özgürlüğü, barışı getirmeyi istiyorsanız kadınların sesini duymalısınız ve anayasanızı değiştirmelisin ve kadına yönelik her türlü ayrımcılığa, şiddete karşı başta kadın bakanlığı olmak üzere sistem değişikliği yapmanız lazım” diye konuştu.
‘Aramızdaki zincirleri kopartmalıyız’
Bu sistemi değiştirmek için kadınların güçlerini birleştirmek zorunda olduğunu kaydeden Buldan, “Aramızdaki zincirleri kopartmak zorundayız. Nerede olursak olalım Türk, Kürt, Arap, Laz, Çerkez olalım ama birlikte olalım” dedi. Buldan, “Özgecan, Sakine, Fidan ve Leyla için nasıl ki sokaklara indiysek, bundan sonra dünyanın neresinde olursa olsun, kadına karşı en ufak bir baskı, bir katliam karşısında alanlarda olacağız ve sesimizi birleştireceğiz” dedi.
‘Kadınlar yoksa barıştan söz edilemez’
Çözüm sürecine de değinen Buldan, bu coğrafyaya kadınların barış ve özgürlük getireceğini vurguladı. Kadınların olmadığı bir süreçte barıştan söz edilemeyeceğini altını çizen Buldan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İşte Sayın Öcalan’da müzakere masasında kadınların özgürlüğü, kadınların eşitliği benim için esastır diyor. Sayın Öcalan müzakere masasında kadın temsiliyetini çok önemli bulduğunu söylüyor ve kadının katledildiği bir ülkenin üye bile olmam diyor. İşte bunun için Sayın Öcalan’ın başlatmış olduğu barış ve çözüm sürecinde onunla birlikte olduğumuzu buradan bir kez daha haykırıyoruz.”
Pervin Buldan’ın konuşmasının ardından sahneye çıkan Sarya Müzik, Ahu İrani Kürtçe müzik gruplarının seslendirdiği şarkılar eşliğinde halay çekildi.
Aralarında Demokratik Kadın Hareketi (DKH)’nin de olduğu İzmir Kadın Platformu’nun çağrısıyla alanlara çıkan kadınlar, 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü’nünde alanları zaptetti
İZMİR (08.03.2015)-Aralarında DKH’nin de yer aldığı İzmir Kadın Platformu’nun çağrısıyla kadınlar 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü coşkuyla kutladı.
Saat 13.30’da Lozan Meydanı’nda toplanan kitle “Erkek adalet değil gerçek adalet” , ”Jin jiyan azadi” sloganlarıyla önce Sevinç Pastanesi’ne ardından da Gündoğdu Meydanı’na yürüdü. Polislerin Talatpaşa Meydanı’na yürütmeme tavrına karşın kadınlar kararlılıkla yürüyüşlerine devam etti. Kadınların kararlılığını gören polis ekipleri yolu trafiğe kapatmak zorunda kaldı. Yürüyüşlerine devam eden kitleden sık sık “Emeğimiz kimliğimiz bedenimiz bizimdir” , ”8 Mart kızıldır kızıl kalacak” , ”Kadın cinayetleri politiktir”,”Biji 8 adare”,”Biji berxwedane YPJ” sloganlarını attı.
Kadınlar yürüyüşte komünist kadınların fotoğrafları taşındı
Yürüyüş boyunca Berna Saygılı Ünsal, Meral Yakar, Kader Ortakaya gibi devrimci-komünist kadınların fotoğraflarının taşındı.
Yürüyüşün ardından yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Bizler; evde, sokakta, iş yaşamında, siyasette, okullarda, kadına yönelik her türlü ayrımcılığa ve şiddete, muhafazakar anlayışların dayattığı haremlik-selamlık uygulamalarına karşı ayaklanan kadınlarız.
Çünkü bizler 158 yıl önce New York’ta bedenleri yakılan dokuma işçisi emekçi kadınlarız. Emeğin köleleştirilmesine karşı 8 saatlik iş günü ve insanca yaşam, insanca çalışma koşulları talep edenleriz. Bizler yüzlerce kadının bedeninin yeryüzüne dağıldığı ateşin alevleriyiz!
Homofobik ve transfobik nefretin görmezden gelinmesine, saldırgan ve katillerin rahat rahat dolaşmalarına izin vermeyecek, toplumsal nefretin hedefi haline gelinmesine hep birlikte karşı çıkacağız.
Yükselen isyanımız ve öfkemiz;
Kobanê’den, Rojava’dan, mahallelerden, okullardan, üniversitelerden, çalışma alanlarımızdan, sokaklardan, caddelerden, tek tek evlerden ve her bir kadın bedeninden çıkarak o erkek egemen sisteminizi bu topraklardan silene kadar dinmeyecek.
Yaşasın Kadın Dayanışması!
Yaşasın 8 Mart!
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!”
Basın açıklamasının ardından halaylar ve sloganlarla eylem sona erdi.
Mersin Kadın Platformunun çağrısı ile bir araya gelen kadınlar 8 Mart dolayısıyla yürüyüş ve miting düzenledi
MERSİN (02.03.2015)- Özgecan şahsında katledilen kadınlara atfedilen mitinge Demokratik Kadın Hareketi (DKH) üye ve taraftarları da “Cinsel, Ulusal, Sınıfsal Sömürüye Karşı Özgürleşmek İçin Örgütlü Mücadeleye “ pankartı ile katıldılar. Mitingde sık sık “Jin,jiyan ,azadi”, “Özgecan’ın hesabı sorulacak”, “Biji berxwedana jine” sloganları atıldı.
Saat 11.00’de Forum AVM önünde toplanan kadın ve politik kitle örgütleri buradan Tevfik Sırrı Gür Stadı yanındaki miting alanına yürüdü.
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan’ın konuşmacı olarak katıldığı miting saygı duruşu ile başladı.
Mersin Kadın Platformu adına konuşan Behice Ürün kadınları katliamlara karşı isyan büyütme çağrısında bulunurken, Nursel Aydoğan Kobane direnişi ile birlikte kadın özgürlük mücadelesinin neler yarattığının görüldüğü vurgusunu yaptı.
Bunların ardından bir konuşma yapan Figen Yüksekdağ ise “Kadınlar geri çekilmeyecek , daha ileriye gidecek ve onların iktidarını kadınlar yıkacak” dedi.
Gerçekleştirilen konuşmaların ardından Meral Tekçi ve Grup Nidal’ın seslendirdiği şarkılar ile miting sona erdi.
Kaynak: demokratikkadinhareketi.org
Zurih (9/03/2015) Avrupa Demokratik Kadın Hareketi “Kadınlar Zirveleri Zaptediyor!” şiarıyla 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü alanlarda karşıladı.İsviçre’nin Zürih kantonunda Avrupa Demokratik Kadın Hareketi’nin de bileşeni olduğu İsviçre 8 Mart Komitesi’nin bu seneki ana sloganı olan “Frauen Kämpfen!” ( Kadınlar Savaşıyor! ) şiarıyla 07.03.2015 Cumartesi günü miting düzenlendi.Saat 13:30’da Zürich Hechtplatz’da başlayan yürüyüşe yerli ve göçmen birçok kadın kurumu katıldı.”Kadın Mücadelesi Özgürlüğü Yeşertir.!” pankartıyla alana çıkan Avrupa Demokratik Kadın Hareketi’nin kortejinde; Rosa Luxemburg’tan Clara Zetkin’e, Meral Yakar’dan Ebru Aslan’a, Barbara Anna Kistler’den Berna Ünsal’a “Kadınım, Kendi Savaşımın Savaşçısıyım” diyerek devrim mücadelesinde ölümsüzlüğe uğurlanan devrimci-sosyalist kadınların fotoğrafları taşındı.Yürüyüşte sırasında sık sık, “Yaşasın 8 Mart, Yaşasın Enternasyonal Kadın Dayanışması” sloganlarını Almanca olarak atıldı.Yaklaşık 2 saat süren 8 Mart yürüyüşü Zürich Helvetiaplatz’da sloganlar ve alkışlarla sonlandırıldı.
Londra (7/03/2015) 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle bir araya gelen binlerce kadın Londra sokaklarını çınlattı.
Million Women Rise örgütünün her yıl organize ettiği 8 Mart yürüyüşü Londra’nın en işlek caddelerinden biri olan Oxford Street’te başladı. Havanında güzel olmasıyla binlerce kadının katıldığı yürüyüş oldukça coşkuluydu. Avrupa Demokratik Kadın Hareketi’nin de katıldığı yürüyüşte yerli ve yabancı bir çok kadın kurumu yer aldı. Yürüyüş boyunca “Ne istiyoruz ? Güvenli sokaklar, Ne zaman istiyoruz? Şimdi, Birlik Olan Kadınlar Asla Yenilmezler” sloganları sürekli atıldı. Avrupa Demokratik Kadin Hareketi’nin bildiri dağıtığı yürüyüş sırasında ara ara kadınları taciz etmeye yeltenen zihniyetlerde oldu fakat kadınların dayanışma duruşu bu girişimleri boşa çıkardı.
Yürüyüş Londra’nın Trafalgar Meydanında yapılan mitingle sona erdi.
Bir 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü daha, yine kadın cinayetlerinin artarak devam ettiği, Haksız savaşların yaşandığı, Kültürel yozlaşmanın derinleştiği, doğa katliamlarının sürdüğü bir süreçte yaşıyoruz.
Var olma mücadelesi yürüten kadın cinsinin, yaşadığı kırımlara karşı “Yasta değil İsyandayız” bilinciyle sokaklarda haykırışlarını ve Kobane özgülünde kadının öncüleşmesini ve mücadelede en ön saflarda özgürleşme savaşına katılmasını “Kadınlar Zirveleri Zaptediyor!” şiarıyla selamlayarak karşılıyoruz.
Binlerce yıldır toplumsal sistemler, kadını, ezilen, baskı gören, cinsel kölelikten ücretli köleliğe kadar götüren bir yaşama mahküm etmiştir. Cins eşitliği mücadelesi her toplumun sosyal, kültürel, ekonomik yapısına göre değişse de sorunun erk-ek egemen kapitalist sistemin sonucu olduğunu unutmamak gerekir. Bu anlamda 8 Mart tarihiyle özdeşleşen kadın, toplumsal yaşamda görülmeyen, yok sayılan emeğinin karşılığını isteme talebiyle bir kez daha sesini alanlarda yankılandırmalıdır.
Avrupa da 2007 krizi sonrası ezilenlere çıkarılan ağır faturalar, emekçilerin yaşam koşullarını daha da zorlaştırdı. Emeği azgınca sömürülmesiyle beraber, artı olarak eşit işe eşit ücret, iş yerinde mobbing ve cinsel taciz vb. sorunlar ile yaşamak zorunda bırakılan kadınların kapitalizmi yıkıp, eşit ve özgür bir gelecek için sokaklara çıktığına tanık oldu geçtiğimiz yıllar. Yunanistan’da grevlerde, İspanya da barikatlarda, İtalya da eylemler de en ön saflarda görüldü kadınlar.
Dünyanın Kürdistan coğrafyasında yaşanan İŞİD vahşetinin ve özellikle de Ezidi kadınlara yaşatılan kaçırma, tecavüz etme, öldürme ve köle olarak satma gerici anlayışına karşı, kadınların Kobane’de savaşarak, sokaklarda direnerek, seslerini yükselterek mücadele ettikleri tarihi günleri yaşarken, Avrupa Demokratik Kadın Hareketi olarak da yaşadığımız ülkelerde bu özgürlük yürüyüşünde yerimizi alarak, daha yüksek zirvelere ulaşmanın bilincindeyiz.
Bu tarihi gerçekler tekrar tekrar göstermiştir ki, erkek egemen gericiliğe karşı mücadelede zaferler kazanmak, kadınlar için fazlasıyla olanaklıdır.
8 Mart kadının özgürlük ateşini direniş kıvılcımıyla tutuşturduğu bir isyan günüdür diyor; kadının özgürlük ve eşitlik mücadelesini dün olduğu gibi bugün de insanlığın daha yaşanılası bir dünya mücadelesinden ayrılamayacağı bilinciyle, tüm kadınları emperyalist saldırganlığa ve cins ayrımcı politikalara karşı durmak için 8 Mart’ta alanlara çağırıyoruz.
EŞİT VE ÖZGÜR BİR YAŞAM, KADINLARIN BİLİNCİNDEN İNŞAA EDİLECEKTİR !
YAŞASIN KADININ ÖRGÜTLÜ MÜCADELESİ !
YAŞASIN 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ
AVRUPA DEMOKRATİK KADIN HAREKETİ
Dersim’de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için hazırlanan programın ilk adımı bugün atıldı
DERSİM (02.03.2015)- Dersim’de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için hazırlanan programın ilk adımı bugün atıldı. Saat 14.00’dr Dersim Belediye Konferans salonunda bir araya gelen kadınlar , Demokratik Kadın Hareketi’nin de destek verdiği “Kobane’de Direnen Kadınla Örgütlenelim Yaşamı Özgürleştirelim” şiarı ile yapılan panel Koban’e şehitleri ve Özgecan şahsında katledilen bütün kadınlar için bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Saygı duruşunun ardından “Kadının Görülmeyen Emeği, Kadın ve Şiddet, Trans Kadın, Kadın ve Savaş” konulu panel düzenlendi.
‘Bu beden bizim ve bedenimiz üzerinde alacağımız kararları biz belirleriz’
Panelist Münevver İltemur kadının görülmeyen emeği konusuna değindi ve konuşmasında şunlara yer verdi: “İlkel komünal toplumdan günümüze kadının toplumdaki yerine bakacak olursak, ilkel komünal toplumda anaerkil bir düzen vardı, basit araçların üretimi ile beraber topluma ataerkil düzen hükmetmeye başladı. Bununla beraber sınıflar oluştu ve kadın ikinci sınıf görüldü. Toplumdaki ilk köleci sınıfta oluştu. Üretime kadınlarında dâhil olmasıyla beraber iki tür üretim görüldü. Birincisi hizmet üretimi ve genelde bu alanda erkekler çalışıyordu çalışan kadınlarda düşük ücret karşılığı çalışıyordu. İkincisi ise soyun üretimidir bu alanda da sadece kadınlar çalışıyor. Kadınlar bu sorumluluk ile sosyal yaşamda uzaklaştırılıp ev kölesi haline getirildi. Kadınlar evde temizlik işleri, yaşlı ve hasta bakımı, çocuk bakımı, yemek pişirme gibi işleri hiç ücret almadan yapıyordu. Bu koşullar günümüzde baktığımızda sözde iyileştirildi. Yaşlı bakımı ücretlendirildi. Doğum izni uzatıldı. Çocuk parası çıkarıldı. Ama iktidar bunları bir lütuf gibi sunarken gerçek amacını saklıyordu. Asıl amacı Kadınları eve bağlayıp doğurganlığından da yararlanıp kendine genç nüfusu çoğaltıp asker yetiştirmek, anneliği kutsal gibi gösterip kadınları doğurmaya teşvik etmekti. Kadın bedeni üzerinde söz söyleme hakkını kendine vererek kaç çocuk doğuracağı, nasıl doğuracağı ve kaç yaşında evleneceğini de belirliyor. Kadınlar olarak bu politik kurnazlığa düşmeyelim. Bu beden bizim ve bedenimiz üzerinde alacağımız kararları biz belirleriz”.
Kadın ve şiddet konusunda söz alan panelist Nilgün Tunçcan Ongun ise konuşmalarında şu ifadelere yer verdi: “Kadına yönelik şiddet her geçen gün gittikçe artıyor. Şiddet arttıkça şiddetin boyutları da artıyor. Bize yansıyan şiddet basında yansıyanlardır. Basında çok fazla yer alan Özgecan cinayeti T.C. gerçekliğini gözler önüne sermiştir. Şiddet yaşam alanlarımızın her yerinde görülüyor. Taşıma araçlarında, işyerlerinde, evlerimizde, sokaklarda ve TBMM’de. Bizler sorunlarımızı iyi görmemiz gerekiyor. Bizim sorunumuz sistemli ve politiktir. En baş sorunumuz sınıf sorunu olduğundan bunun kökenine inmek gerekir. Anaerkil düşünce sistem ve devletle bütünleşerek kadının karşısında duruyor. AKP iktidarı kadın erkek eşitliğini kabul etmiyor. Ama kadın bedeni üzerindeki her konuda söz söyleme hakkı buluyor kendinde. Eğer bir barış isteniyorsa barış kadın işidir.”
‘Biz kadınların kurtuluşu ancak birlik, beraberlik ve örgütlü mücadeleden geçmektedir’
Trans kadın konusunda söz alan Ganimet Pembe Hayat şunlara vurgu yaptı: “Trans kadın denince akla hemen cinayetler geliyor. Evet, biz kadınları iş alanlarına almayan, hep farklı gözle bakan, insanca yaşamı bize laik görmeyenler bizlere ölümü laik görüyor. Bizi seks işçiliğine iten sistem, devlet ve insanlar daha sonra bizi bu işi yaptığımız için öldürüyor. Biz trans kadınları ordu, sistem, devlet, din erkekler bir hastalıklı olarak görüyor ve ötekileştirme yoluna gidiyorlar. Biz hayatımızın her alanında savaş halindeyiz. Bu savaş ortamında gün geçtikçe trans kadın arkadaşlarımızı kaybetmekteyiz. Özgecan’ın bedeni yakılırken bu derece ses çıkarıp da bizim bedenlerimiz tanınamaz hale getirilirken sesler neden yükselmiyor? Kadınların yaşadığı her sıkıntıyı bizler de yaşarken bizim yaşadığımız sıkıntılar neden kadınlar tarafından görmezden gelinerek sahip çıkılmıyor? 8 Mart’ta bizler alanlara çıkarken dışlanıyor ve kötü söylemlere maruz bırakılıyoruz. Biz kadınların kurtuluşu ancak birlik, beraberlik ve örgütlü mücadeleden geçmektedir. Mutlak kurtuluş böyle sağlanacaktır.”
‘Kobané zaferi kadın zaferidir!’
Kadın ve savaş konusunda söz hakkı alan panelist Esra Çiftçi ise konuşmasında şu ifadelere yer verdi: ”Şengal’de yaşanan bir katliam değil bir soykırımdır. Ezidiler Şengal soykırımı ile beraber 73. kez soykırıma uğramıştır. Bu soykırımı yapan Ortadoğu’da yaşayan ve komşuları olan Araplar, Kürtler, Süryanilerdir. Kadınlar IŞİD tarafından köle pazarlarında satılmakta; en yakınlarının gözleri önünde tacize, tecavüze uğramaktadır. Savaş alanlarında ölülerini taşlar gömüyorlardı. IŞİD’in bu baskılarından kaçışı intiharda bulan kadınlar savaşın yükü ile ölüme gitmektedir. Geçmişten günümüze kadar yaşanan bütün savaşlarda kadınlar savaş ganimeti olarak görülmüştür. Savaşta toplumun gerici yanı olan namus kavramından kaynaklı kadınlar tecavüze maruz bırakılıp karşı tarafı psikolojik olarak yenilgiye uğratıyordu. Şengal’in ardından 15 Eylül’de başlayan Kobané direnişi kısa sürede kadınlar ile beraber güçlendirildi. Kadınlar Kobané direnişinde salt kendi kurtuluşları için değil bir bütün insanlığın kurtuluşu için mücadele etmekteydi. Kobané sınırı Suruç’ta sağlanan kolektiflik ile gençler direniş alanlarında boy gösterirken yaşlı kadınlar da sınır nöbetini üstlenmekteydi. Kobané zaferi kadın zaferidir! Türk askerleri her gün kadınları hedef alarak kadınlara gaz fişekleri ile pervasızca saldırıyordu. Bu hedefin kadınları göstermesi AKP iktidarından kaynaklıdır. DAİŞ çetelerinin varlığı bir yana AKP iktidarı da askerlerini sınıra yığarak her iki taraftan da topyekûn savaş açıyordu. Kadınlar savaşta her anlamda mağdur olurken bunlara karşı güçlü bir direniş sergiliyordu.”
Kaynak-halkingunlugu.net
Mersin Kadın Platformunun çağrısı ile bir araya gelen kadınlar 8 Mart dolayısıyla yürüyüş ve miting düzenledi
MERSİN (02.03.2015)- Özgecan şahsında katledilen kadınlara atfedilen mitinge Demokratik Kadın Hareketi (DKH) üye ve taraftarları da “Cinsel, Ulusal, Sınıfsal Sömürüye Karşı Özgürleşmek İçin Örgütlü Mücadeleye “ pankartı ile katıldılar. Mitingde sık sık “Jin,jiyan ,azadi”, “Özgecan’ın hesabı sorulacak”, “Biji berxwedana jine” sloganları atıldı.
Saat 11.00’de Forum AVM önünde toplanan kadın ve politik kitle örgütleri buradan Tevfik Sırrı Gür Stadı yanındaki miting alanına yürüdü.
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan’ın konuşmacı olarak katıldığı miting saygı duruşu ile başladı.
Mersin Kadın Platformu adına konuşan Behice Ürün kadınları katliamlara karşı isyan büyütme çağrısında bulunurken, Nursel Aydoğan Kobane direnişi ile birlikte kadın özgürlük mücadelesinin neler yarattığının görüldüğü vurgusunu yaptı.
Bunların ardından bir konuşma yapan Figen Yüksekdağ ise “Kadınlar geri çekilmeyecek , daha ileriye gidecek ve onların iktidarını kadınlar yıkacak” dedi.
Gerçekleştirilen konuşmaların ardından Meral Tekçi ve Grup Nidal’ın seslendirdiği şarkılar ile miting sona erdi.
Kaynak-halkingunlugu.net
Avrupa Demokratik Kadın Hareketi Londra’da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü etkinlikle kutladı. Etkinlik Özgecan Aslan şahsında hayatını kaybeden tüm kadınların anısına saygı duruşuyla başladı. 8 Mart’ın kadın mücadelesindeki tarihi önemine dair yapılan açıklamanın ardından ADKH hazırlamış olduğu Emperyalist Savaşlar ve Kadın konulu sinevizyon ilgiyle izlendi. Sinevizyonun sonrasında sahneye gelen Avrupa Demokratik Kadın Hareketi temsilcisi 8 Mart’a dair yaptığı konuşmasında ” Binlerce yıldır toplumsal sistemler,kadını ezilen, baskı gören,cinsel kölelikten ücretli köleliğe kadar götüren bir yaşama mahküm etmiştir. Cins eşitliği mücadelesi her toplumun sosyal, kültürel, ekonomik yapısına göre değişse de erk-ek egemen kapitalist sistemin sonucu olduğunu unutmamak gerekir. Bu anlamda 8 Mart tarihiyle özdeşleşen kadın, toplumsal yaşamda görülmeyen, yok sayılan emeğinin karşılığını isteme talebiyle bir kez daha sesini alanlarda yankılandırmalıdır” dedi. Ardından Adkh Britanya’nın bünyesinde kurulan Kadının Rengi tiyatro gurubunun sergilediği skeç kitle tarafından beğeni topladı. Şiirlerin okunmasından sonra etkinlik kadınlar tarafından okunan türkülerle sona erdi
KADINLAR ZİRVELERİ ZAPTEDİYOR!
KADINLAR ZİRVELERİ ZAPTEDİYOR !
Bir 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü daha, yine kadın cinayetlerinin artarak devam ettiği, Haksız savaşların yaşandığı, Kültürel yozlaşmanın derinleştiği, doğa katliamlarının sürdüğü bir süreçte yaşıyoruz.
Var olma mücadelesi yürüten kadın cinsinin, yaşadığı kırımlara karşı “Yasta değil İsyandayız” bilinciyle sokaklarda haykırışlarını ve Kobane özgülünde kadının öncüleşmesini ve mücadelede en ön saflarda özgürleşme savaşına katılmasını “Kadınlar Zirveleri Zaptediyor!” şiarıyla selamlayarak karşılıyoruz.
Binlerce yıldır toplumsal sistemler, kadını, ezilen, baskı gören, cinsel kölelikten ücretli köleliğe kadar götüren bir yaşama mahküm etmiştir. Cins eşitliği mücadelesi her toplumun sosyal, kültürel, ekonomik yapısına göre değişse de sorunun erk-ek egemen kapitalist sistemin sonucu olduğunu unutmamak gerekir. Bu anlamda 8 Mart tarihiyle özdeşleşen kadın, toplumsal yaşamda görülmeyen, yok sayılan emeğinin karşılığını isteme talebiyle bir kez daha sesini alanlarda yankılandırmalıdır.
Avrupa da 2007 krizi sonrası ezilenlere çıkarılan ağır faturalar, emekçilerin yaşam koşullarını daha da zorlaştırdı. Emeği azgınca sömürülmesiyle beraber, artı olarak eşit işe eşit ücret, iş yerinde mobbing ve cinsel taciz vb. sorunlar ile yaşamak zorunda bırakılan kadınların kapitalizmi yıkıp, eşit ve özgür bir gelecek için sokaklara çıktığına tanık oldu geçtiğimiz yıllar. Yunanistan’da grevlerde, İspanya da barikatlarda, İtalya da eylemler de en ön saflarda görüldü kadınlar.
Dünyanın Kürdistan coğrafyasında yaşanan İŞİD vahşetinin ve özellikle de Ezidi kadınlara yaşatılan kaçırma, tecavüz etme, öldürme ve köle olarak satma gerici anlayışına karşı, kadınların Kobane’de savaşarak, sokaklarda direnerek, seslerini yükselterek mücadele ettikleri tarihi günleri yaşarken, Avrupa Demokratik Kadın Hareketi olarak da yaşadığımız ülkelerde bu özgürlük yürüyüşünde yerimizi alarak, daha yüksek zirvelere ulaşmanın bilincindeyiz.
Bu tarihi gerçekler tekrar tekrar göstermiştir ki, erkek egemen gericiliğe karşı mücadelede zaferler kazanmak, kadınlar için fazlasıyla olanaklıdır.
8 Mart kadının özgürlük ateşini direniş kıvılcımıyla tutuşturduğu bir isyan günüdür diyor; kadının özgürlük ve eşitlik mücadelesini dün olduğu gibi bugün de insanlığın daha yaşanılası bir dünya mücadelesinden ayrılamayacağı bilinciyle, tüm kadınları emperyalist saldırganlığa ve cins ayrımcı politikalara karşı durmak için 8 Mart’ta alanlara çağırıyoruz.
EŞİT VE ÖZGÜR BİR YAŞAM, KADINLARIN BİLİNCİNDEN İNŞAA EDİLECEKTİR !
YAŞASIN KADININ ÖRGÜTLÜ MÜCADELESİ !
YAŞASIN 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ
AVRUPA DEMOKRATİK KADIN HAREKETİ